nefes

nefes
阿́ is.
1. 呼吸, 喘息: \nefes borusu 解́ 气管 \nefes darlığı 医́ 气喘病 son \nefes 最后一息, 到最后一口气 sunî \nefes 人工呼吸 tek \nefes (动物的)气喘 Hastanın nefes alışı normaldır. 病人的呼吸正常。
2. 瞬间, 刹时, 短暂的时刻: Bir nefeste koşup geldi. 他一口气跑来了。
3. 咒, 咒语, 咒文
4. (吸进的)一口烟: Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. 每当他发愁的时候, 他就一口接一口的吸烟。
5. 俚́ 麻醉剂, 麻醉药, 大麻素, 毒品
-e \nefes aldırmamak 不让停歇, 不停地催促, 不让喘息: düşmana \nefes aldırmamak 不让敌人喘息 -e \nefes aldırmak 让喘口气, 让安静地休息一会儿, 让休息休息: rahat bir \nefes aldırmak 让好好地喘一喘气, 让好好地休息一下 \nefes almadan 不休息地, 不停歇地, 不喘气地, 一口气地 \nefes almak 1) 呼吸, 换气: geniş \nefes almak 深呼吸 Derin bir nefes aldı. 他深深地呼吸了一下。Nefes alamıyor. 他呼吸困难。 2) 喘息, 松一口气, 歇一口气: Ikıl ıkıl nefes alıyordu. 他吃力地喘息着。\nefes çekmek 1) 深深地吸一口烟 2) 俚́ 抽鸦片, 抽大烟 3) 俚́ 性交, 交媾 -e \nefes etmek 恳求, 祈求; 念咒(治病、止痛、去邪等) \nefes kesmek 屏息 \nefes \nefese 上气不接下气地, 气喘吁吁地, 喘不过气来: Salim nefes nefese iskeleye varır varmaz onun koluna girdi. 萨里姆气喘吁吁地跑到码头, 过去挽住了她的手臂。\nefes saz 吹奏乐器, 管乐器 \nefes tüketmek 说得嗓子嘶哑 \nefes vermek 呼, 呼气, 吹 \nefesi kesilmek (或 daralmak, tutulmak) 使(呼吸)窒息, 使喘不过气来, 使哽咽得说不出话来: Nefesim daralıyor. 我呼吸困难。\nefessi tıkanmak 喘不过气来: Nefesim tıkanmış. 我喘不过气来。\nefesini tutmak 屏息 \nefesini vermek 咽气, 断气, 死亡

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • nefes — is., Ar. nefes 1) Soluk 2) Şifa amacıyla hastaya okunan dua 3) Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner 4) mec. Canlılık, hayat belirtisi Bir insan daha …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Nefes — Filmdaten Deutscher Titel Nefes – Der Atemzug Originaltitel Nefes: Vatan Sağolsun …   Deutsch Wikipedia

  • Nefes — Un nefes, littéralement « souffle » en turc, est un hymne spirituel, chanté avec ou sans accompagnement de bağlama, dans le rituel religieux alévi, le cem. Il se compose généralement de trois ou quatre quatrains au plus. Dans le dernier …   Wikipédia en Français

  • nefes almak — 1) havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum. R. E. Ünaydın 2) dinlenmek 3) ferahlamak, rahatlamak Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım. Y. K. Karaosmanoğlu 4) mutlu bir biçimde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes nefese — zf. Soluk soluğa Mermer merdivenleri nefes nefese çıkıp elektrik düğmesine basarken kalbi ... yırtılacak gibi çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes nefese kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes darlığı — is., tıp Solumada yaşanan sıkıntı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes darlığı çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes darlığı çekmek — solumada sıkıntı yaşamak Nefes darlığı çeker, sık sık tedavi olmak için başka şehirlere gider gider gelirdi. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes nefese kalmak — soluğu tıkanacak gibi olmak Delikanlı, sonunda gömleği terden sırtına yapışıp nefes nefese kaldığı bir an, gömleğinin yeniyle alnının terini silerek oyunu bıraktı. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes çekmek — 1) sigara veya başka bir şeyin dumanını içine çekmek Ramazan sigarasının izmaritinden birkaç nefes çekti. Ç. Altan 2) esrar içmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes etmek — boş bir inanışa göre, rahatsızlığı, illeti geçirmek için okuyup üflemek Ahalinin büyük bir kayıtsızlıkla çiçek ismini verdiği frengiye nefes eder, tütsü yapardı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes tüketmek — uzun uzun ve boş konuşmak Enişte istediği kadar nefes tüketsin, hepsi bir kulağımdan girer, öteki kulağımdan çıkar. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”